İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbullu çiftçilere yaptığı tarım dayanağını, yağlık ayçiçeği tohumu dağıtımıyla devam ettiriyor.
İBB Lideri ve Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, kuruma müracaat yapan 681 üreticiye, toplam bin 152 torba tohum dağıtımını, “300 Günde 300 Proje” maratonu kapsamında Çatalca’dan başlattı.
İmamoğlu; Başakşehir, Arnavutköy ve Çatalcalı çiftçilerin yararlanacağı tohum dağıtım kampanyası için düzenlenen merasimdeki konuşmasına, Türkiye’nin geçmişte ziraî üretimde kendi kendine yeten ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak başladı. İmamoğlu “Acı bir biçimde dışarıya, kestirim edilemez biçimde bağımlıyız. Üretime paha vermezseniz, ithalatı ana bir çizgi haline getirirseniz, ister istemez böylesi bir duruma düşürürsünüz milletinizi” dedi.
“BU GİDİŞ, GİDİŞ DEĞİL”
Yaşananların, daha fazla yapılaşma ve daha fazla rant uğruna tarım alanlarını gözden çıkaran anlayıştan kaynakladığına vurgu yapan İmamoğlu, “Bu gidişin gidiş olmadığını ve nitekim bizi külfete sokacağını hepimizin görmesi lazım. Bu ülkeyi tarımın gücüyle, tarımın rahmetiyle tekrar buluşturmak, hepimiz için, geleceğimiz için kıymetli bir karardır” diye konuştu.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinin tarıma yaptığını, Türkiye’nin ise kendi kusurları nedeniyle bu alanda gerilediğini kaydetti.
“BÜYÜK BİR ZİHİNSEL İHTİLALE MUHTAÇLIĞIMIZ VAR”
Yakın periyotta meydana zelzele felaketinde yaşanan can ve mal kayıplarının yüksekliğinin ana nedenlerinden birinin de tarım alanlarının imara açılması olduğunu belirten İmamoğlu, “Meseleye, ülke ölçeğinde bakarak, kentimizden başlayıp, bütün ülkenin bu yanlışlardan dönmesini sağlamak konusunda büyük bir seyahate, büyük bir dönüşüme, büyük bir zihinsel ihtilale muhtaçlığımız var” dedi. İmamoğlu kelamlarını şöyle sürdürdü;
“TARIMIN, DEĞERİNİ BİLMEYEN YÖNETİCİLERDEN KURTULMAK ZORUNDAYIZ”
*Bitkisel üretimde, hayvansal üretimde, arıcılıkta, balıkçılıkta faaliyet gösteren 8 bin 226 İstanbul İstanbul’da yaşayan hemşerimle biz de ‘16 milyon İstanbullu için üretiyoruz’ diyen çiftçilerimizle gurur duyuyorum.
*Tarımın, çiftçinin değerini bilmeyen yöneticilerden kurtulmak zorundayız. Bu çok net. Bu cennet vatanın en kıymetli kalemlerinden birisi olmalıdır.
*Tarımın, çiftçinin değerini bilmeyen muhtarsa bile, ismi siyasi partinin ilçe lideri bile olsa, belediye lideri da olsa, büyükşehir belediye lideri da olsa, bakan da milletvekili de olsa, cumhurbaşkanı da olsa; tarımın değerini bilmiyorsa, ona güle güle demek lazım.
“BU İŞİN LATİFESİ YOK; SİZLERDEN DAYANAK İSTİYORUZ”
*Tarımda dışa bağımlılıkla gayret etmeli ve buna son vermeliyiz. Bu işin latifesi yok. Bu iş, ‘beka sorunu’ dediğimiz problemlerden birisidir.
*Temennimiz, isteğimiz, memleketimizde tarıma hak ettiği kıymeti verecek takımlar olarak, başta Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı seçtirerek ve onun yol arkadaşları olarak bizleri, bilhassa 6’lı Masa’nın değerli önderleriyle bir arada, kocaman bir takımı bu ihtilali başlatmak, demokrasiyi, hak, hukuk, adalet sistemini tekrar ülkemizin her sathına yaymak ismine, elbette ki sizlerden dayanak istiyoruz.
“SÖZÜNDE DURMAYAN BİZ İSEK, GÜNÜ GELDİĞİNDE BİZİ DE GÖNDERİN”
Tarıma dayanak ölçüsünün Anayasa’nın 21. hususunda, “gayrisafi ulusal hasılanın yüzde 1’inden az olmaması gerektiği’ formunda garanti altına alındığının altını çizen İmamoğlu, şunları kaydetti:
*Ne yazık ki, bugüne kadar çiftçilerimize hiçbir vakit bu kaynak verilmedi. Hatta bu kaynağın düzeyinin yanına bile yaklaşılmadı. Ben, açıkçası bunu içime sindiremiyorum. Ve çiftçinin hakkını ona vermeyip, bir avuç beşere aktarılan bir nizamın varlığına, artık ben tahammül edemiyorum.
*Benim sizlerden tek ricam; siyasetçilerin, yöneticilerin, sizlere verdiği her kelamı takip edin. Kelamını tutmayanı da derhal sandıkta cezasını kesin, konutuna yollayın. Verdiği kelamları tutmayanı, gönderin.
*Bir de hele hele 20 yılı aşkın, 21 yıldır vazifesinin başında olup, hala ‘-cek, -cak’ diyenler var ise, onları hiç dinlemeyin bile. Biz, 4 yılda ne diyoruz? ‘Yaptık. Yanınızda durduk. Tarımı destekledik.
*Her konuda örnek verebilirim. Ben değil yalnızca. Ankara’da Mansur Yavaş Liderim da verir, başka kentlerdeki bütün belediye liderlerimiz da verir. Bugün itibariyle o ‘-cek, -cak’ diyenlerin kelamlarını bile dinlemeyin.
*Televizyonlarınızı mümkünse ya kapatın ya sesini kısın. Sizi huzursuz etmesin. Kelamında durmayan biz isek de günü geldiğinde bizi de gönderin. Bu kadar net. Siyaset yapan insanların, hizmet yapan insanların, hele hele bizler üzere belediye lideri, bakan, cumhurbaşkanı üzere, inşallah yarınlarda başbakan üzere, birtakım konuları yerine getirmekle mükellef, devletin yöneticileri, kesinlikle sizlere hesap vermek zorundadır.
*Ne olur, hakkınıza bu manada sahip çıkın. Bu ülkenin sahibinin siz olduğunuzu unutmayın. Bu ülkenin sahibi, 86 milyon insanımız.
İBB, 4 YILDA ÇİFTÇİLER İÇİN NELER YAPTI?
İBB, 2020 yılında başlattığı dayanak kampanyasıyla; İstanbullu çiftçilerin girdi maliyetlerini azaltmak, ziraî üretimden çekilen çiftçilerimizi tekrar tarıma teşvik etmek ve böylece ziraî alanların betonlaşmasını önlemek emeli ile yazlık zerzevat üreticilerine domates, biber, salatalık, patlıcan ve karpuz fidesi takviyesi verdi.
2021 yılında bu takviyelere; kışlık zerzevat fidesi, silajlık mısır tohumu, biyolojik uğraş maksadıyla sarı tuzak, küçük ölçekli balıkçılarımız için tekne bakım gereci ve küçükbaş hayvancılık yapan çiftçilerimize kuzu besi yemi dayanakları eklendi. 2022 yılında ise, tüm bu dayanaklara ek olarak; yağlık ayçiçeği tohumu, ekmeklik buğday tohumu, damla sulama hortumu ve gübre takviyesi, mazot, çilek fidesi, büyükbaş hayvan yemi ve arı yemi dayanakları ek edildi.
2023 yılında da ziraî üretimde su sarfiyatını azaltan, yabancı otlarla çabayı en aza indiren, tarımda ilaç kullanımını azaltan malç naylonu takviyesi de fiyatsız hizmetlere eklendi. Bu takviyeler sayesinde; 2020 yılında İBB’ye kayıtlı 693 olan çiftçi sayısı, 2023 yılında bitkisel üretimde 4.506 bireye ulaştı.